Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kitap İncelemeleri etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Adalet:Felsefi Bir Giriş Kitap İncelemesi

  İlk defa bir kitabı okumayıp dinledim. Kitapyurdu’nun sesli kitap dinleme özelliği sunan yeni uygulamasını keşfettim. İlgimi çeken ilk kitapta “Adalet:Felsesi Bir Giriş” oldu. Aslında hata yaptığımı biraz geç keşfettim çünkü bir felsefe kitabı okunurken bile anlaşılması zor oluyorken bir de dinlerken ne kadar zorlaştığını siz düşünün. Yinede vazgeçmedim, tecrübe olsun dedim. Geri sara sara kitabı bitirdim. Yazar bize adalet kavramını en temel maddeden genele doğru örneklerle açıklıyor. “Başkasının sana yapmasını istemediği şeyi sende başkasına yapma.” cümlesinin adaletin en temeline nasıl oturduğunu bu kitapta farkına varmak mümkün. Bunun yanında yazar, “Başkasına yapılan haksızlığı kendine yapılmış gibi gören insanlar zirveye ulaşır.” sözünün sahibi Sokrates’ten tutun Peygamber Efendimize kadar bir çok örnek ile adaleti anlatıyor. Adalet gerçektende çok temel kuramlardan meydana geldiği içindir, kitabın başlangıcı ilk cümlede söylediğim gibi temelden genele doğru yayılıyor. Aslına b

Sofie'nin Dünyası Kitap İncelemesi

"İnsan beyni onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, o zaman da biz onu yine anlayamayacak kadar aptal olurduk." Yine bir inceleme yazmadan diğer muhteşem incelemelere göz gezdirdim. Dolayısıyla kitabın içeriğini, konusunu ve kahramanlarını bu incelemeden öğrenemezsiniz çünkü yazmadım. Bunun için diğer incelemelere göz atabilirsiniz. Bu inceleme daha çok kitaptaki fikirler ve verilen mesajlar üzerine. Yani, bu kitabı neden okumanız gerektiği üzerine...  Ben, okuyucunun bir bakış açısı sağlamasını ve kitabı bu şekilde okumasını istiyorum. Dolayısıyla bu kitabı okuyun veya okumayın, bu incelemeye denk gelen herkese minikte olsa bir katkı sağlayacağı bir yazı yazdım. Sonuna kadar okuyabilen sabırlı okurları yorumlara bekliyorum. BAŞLAMADAN KÜÇÜK BİR NOT: Felsefeye ilgi duymayanlar bu kitaptan sıkılabilir. Yani roman okumak niyetiyle alırsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Fakat ilgi duyanların elinden düşüremeyeceğini garanti ederim. • • Kitabın kapağında "Felsefe

Muhteşem Gatsby Kitap İncelemesi

"Birisini eleştirmeye kalkıştığında, şu dünyada her insanın senin sahip bulunduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını hiç aklından çıkarma." Kitap için yazılan incelemelerin geneli olumlu fakat beni çok etkileyen bir kitap olmadı. Çünkü hikaye çok sıradandı Aşkı için zengin olan ve onu geri almak için her şeyi yapan popüler bir erkek... Diğer tarafta kocasını sevmeyen bir kadın... Eskiden kalan yarım bir aşk hikayesi... Zengin, popüler insanlar... Tüm bu insanlardan daha alt sınıfta olan ve olayları anlamlandırmaya çalışan ve bizlere yorumlayan roman kahramanı... Romanın bu sıradan konusundan ziyade yazarın anlatımı beni kitabın içine hiç çekmedi. Kitapta bir kargaşalık, bir kopukluk var. Belkide bu yüzden ısınamadım kitaba. Orjinal ingilizcesinde belki de böyle değildir fakat yapacak bir şeyimiz yok, okuyabildiğimiz dil Türkçe... Aslında romandan ziyade beyaz perdeye uyarlanacak bir kitap olmuş ki uyarlanmışta. Hikayenin konusundan tutun karakterlere kadar kesinlikle

Deli Kurt Kitap İncelemesi

1958 yılında yayımlanan bu muhteşem kitap bize, Osmanlı döneminin Fetret devri'nde bir taht savaşıyla başlayan ve aşka doğru derinleşen bir hikâyeyi anlatır.  Bir sipahi askeri olan Çakır'ın öyküsüyle giriş yaptığımız bu kitap okuyucuyu daha ilk sayfalarından içine çekmeyi başarır. İlerleyen sayfalarda Deli Kurt ile tanıştıktan sonra hikayê bambaşka bir seyir alır. Deli Kurt'un askerî hayatı ve aşk hikâyesini konu alır. Buram buram Anadolu kokan bu romandan, aşk ve Türkçülük adına da güzel sonuçlar çıkarabilirsiniz. Kitabın konusundan klasik bir şekilde bahsettiğimize göre, asıl incelemeye, yani kendi çıkarımlarıma geçebiliriz... Aşktan başlayalım...Atsız'ın kitaplarında anlattığı aşk, bizim hiç bilmediğimiz veya çok uzak olduğumuz bir mevzu olduğu için beni her zaman çok etkilemiştir. Atsız, 'Aşk' kelimesine çok farklı simgesel boyutlar yükleyebilen ve bizi 'aşk' adı altında çok farklı yerlere götürebilen bir yazardır. Kısacası Atsız, aşk'ın simges

Fahrenheit 451 Kitap İncelemesi

Kitapların yasak olduğu, itfaiyecilerin kitap yaktığı, insanlığın olmadığı bir dünya... Fahrenheit 451; çok sevdiğim bir kitap olmakla beraber, çok dolu ve çok özgün bir kitaptır. Felsefe kitapları dışında da, okurken düşündüren kitaplara ilgim her zaman çok olmuştur. Fakat Fahrenheit 451, düşünmekten de öte çok kafa yorduğum bir kitaptır. Dolayısıyla bende yeri çok farklıdır.  Bir kitabı okurken; üzerine düşünüp, kafa yorduğunuz taktirde, o kitap size gerçekten fayda etmiş demektir. Fahrenheit 451 de bu kitapların başında gelir. Kitabın oldukça özgün ve çarpıcı bir konusu bulunmakta: Totariter bir rejimin çarpıcı yönetim şekli vardır. Bizlere, kitap okumanın ve evde bulundurmanın yasak olduğu bir dünya sunulur. Ayrıca itfaiyecilerin görevi yangın söndürmek değil, kitap yakmaktır. Böyle bir dünyada hâliyle sosyal hayat, iletişim, eğitim ne durumda olabilir? Tabi ki içler acısı... Peki, bu yasaklı dünyada biri çıkıp sisteme karşı çıkmaya kalksa nolur? İşte hikâye burda başlıyor. 10 yıld

Cesur Yeni Dünya Kitap İncelemesi

1932 yılında yayımlanan Cesur Yeni Dünya, birinci ve ikinci dünya savaşı arasında yazılmıştır. Kitabın yazarı; o zaman ki siyasi ve politik kaos içerisinde, yüzyıllar sonrasında böyle bir dünya olacağını öngörmüştür. Yazarın bu öngörüsünün yanında çarpıcı bir konusu olması, Cesur Yeni Dünya'yı klasik bir distopya yapmak için yeterli olmuştur. Haberi olmayanlar için kısaca: 'Fahrenheit 451, Biz, 1984, Cesur Yeni Dünya' kitapları "Kara Dörtleme" olarak anılmaktadır. Bu dört distopya kitabında, farklı totariter yönetim şeklinden benzer sonuçlar çıkmaktadır. Sırası önemli olmamakla beraber bu dörtlüyü okumanızı tavsiye ederim. Cesur Yeni Dünya kitabını değerlendirirken, o zamanların bir diğer efsanesi '1984' kitabıyla karşılaştırmanızı da tavsiye ediyorum. İki kitap arasında en belirgin fark ise yönetim şeklidir. 1984'te bize sunulan sıkı yönetimin tersine bu kitapta her şey aşırı rahat ve sıradan...  Yazar Huxley, bu kitabında yüzyıllar sonrasını öngörmüş

Ruh Adam Kitap İncelemesi

Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer! Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın. İlk basımı 1972’de çıkan Atsız’ın ‘Ruh Adam’ eseri, yerli edebiyatımızın kuşkusuz en mükemmel romanlarının başında gelir. Atsız’ın en son romanı olmakla birlikte, üzerinde en çok düşünülmesi gereken kitabıdır ki Atsız’ın bu kitapta yaptığı psikolojik tahliller öylesine derin, öylesine harikadır ki; sırf bunun için bile okunup, incelenmeye değerdir. Ayrıca kitapta yapılan tasvirler, olay örgüsü mükemmel diyebiliriz. Atsız’ın hikayeyi anlatım şekli ve olaylara bakış açısı adeta bizleri kitabın içine çeker. Bu anlattıklarıma, hikayenin güzelliği ve verdiği mesajı da ekleyince nolur? Tabiki de her açıdan dolu ve okuyucuyu doyurabilecek, etkileyici bir başyapıt çıkar ortaya. Atsız bu kitabında kendi ruh halini anlatmıştır desek doğru söylemiş oluruz. Öyle ki; kendi fikirlerini, görüşlerini bir de Selim Pusat’a aktarınca, ortaya çok ilginç bir karakter çıkmış olur. Ah Selim Pusat ah… Romanın baş kahramanı