Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yazarlar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

1 Yazar 3 Kitap (İskender Pala)

1958 Uşak doğumlu olan İskender Pala, Divan Edebiyatı araştırmacısıdır ve bu dalda profesör olmuştur. Bir dönem Deniz Kuvvetlerinde askerlik yapmış olan Pala T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkanıdır. Ayrıca, ortaokul ve liseler için ders kitapları yazmıştır. Tanzimat Edebiyatına da yakından ilgi duyan ve Divan araştırmacılığı yapan İskender Pala'nın bu sebeple dili ağır bir yazar olarak hafızalara kazılmıştır. Fakat romanlarında gayet sade bir dil kullandığından emin olabilirsiniz. Tüm bunların yanı sıra Tarihe damga vuran Türklerin hayatlarını anlatan romanlar yazmıştır. Yazarın bu romanları uzun süre 'çok satanlar' listesinde kalmayı başarmıştır. Ayrıca Pala, tasavvuf ve aşk konusunda çok başarılı eserler çıkarmıştır. Belirtmek isterim ki Pala'nın anlattığı aşk, bizim yaşadığımız gördüğümüz aşklardan bambaşka boyuttadır. Bir dönem başbakan danışmanlığı da yapan İskender Pala; yazdığı eserleriyle, olduğu yerden çok yukarıda olması gerektiğin

Yürümek Spor Değildir

  Günler gelip geçerken, yıllar yılları kovalarken bizler yürümenin hayatımıza etkisi gibi birçok ince detayları göremiyoruz. bunlardan biride karşınızda duruyor. ben yürümeyi hiç sevmeyen bir insanım. birisinin bana teklif edeceği en son şey beraber yürüyelim demesidir. yürümeyi hep zaman kaybı olarak görüyordum fakat bir kitap bütün düşüncelerimi yanıltmayı başardı. Kitabın isminin "Yürümenin Felsefesi" olması bile ilgisini çekiyor insanın. Yürümenin felsefesi mi olurmuş, diye soranlarınız vardır. Varmış: kitabın yazarı Fédéric Gros'un yürümek ile ilgili şahane düşünceleri var. İşte, o kitaptan çıkan düşünceleri kendi yorumlarımla harmanlayıp güzel bir anlatı çıkaracağım sizlere. Dışarı çıkıp önünüze gelene "yürümek spor mudur?" diye sorsanız, alacağınız cevap net olur: yürümek spordur. hayır efendim, yürümek spor değildir. Yani değilmiş, bende yeni öğrendim.  Aslında yürümek bambaşka bir şeymiş. Yürümek düşünmekmiş. bir nefes alış, bir kaçış ya da yalnız kal

Dostoyevski Hakkında Hiç Bilmedikleriniz

Dünya'nın en çok okunan yazarları kim diye soracak olsak, aklınıza ilk gelecek isimlerden biridir Dostoyevski. Kimilerine göre yazdıkları çok ağır, kimilerine göre karışık, kimilerine göre fazla çılgınca... Dostoyevski'nin az bildiğiniz veya hiç bilmediğiniz ya da yanlış bildiğiniz özelliklerini 8 madde halinde sıraladım. O zaman buyurun... 1-Kumarmaz Dostoyevski'nin kumarbaz kitabı hakkında çeşitli söylentiler hep kulağımıza çalınmıştır. Mesela, bu kitabı kumar borcunu ödemek için 29 günde yazdığı söylenir. Bunun doğruluğunu kesin olarak kanıtlayamam fakat Dostoyevski'nin tam bir kumarbaz olduğunu söyleyebilirim. Hatta öyle ki, hastalık haline gelmiştir bu durum. Bu sebepten para kazanmak için değil, kumar oynama hırsı için oynar. 2-Hırsız Dostoyevski kumar hırsından dolayı bütün arkadaşlarına, hatta tanımadığı insanlara da borçlu olur. Bu borçları kapatamaması üzerine karısının parasını ve elbiselerini satmıştır. 3-Onursuz Dostoyevski para için onurunu ayaklar altına

1 Yazar 3 Kitap (Stefan Zweig)

Yeni bir yazı serisinin ilk bölümüyle karşınızdayım. Bu seride, az bilinen ya da çok popüler yazarları ve üç güzel kitabını kısaca anlatıp, öneriyorum. Bilmeyenler için yazarlarını tanıtmak, okumayanlar için kitaplarını önermek amacıyla başlamış olduğum bu yazı serisi, umarım okuyanlar için faydalı olur. Serinin ilk yazarı, dünyanın en çok tanınan yazarlarından olan Stefan Zweig'i duymayanınız yoktur herhalde. Kendisi tescilli bir öykü yazarı ve Lirik şiir ustasıdır. 1881 yılında Avusturya Viyana'da doğan Zweig'in babası varlıklı bir sanayici olduğu için kendisi iyi bir edebiyat ve yabancı dil eğitimi almıştır. Eğitimini tamamladıktan sonra Gönüllü olarak 1. Dünya savaşına, Viyana'da memur olarak katıldığı bilinir. 1933 yılında, Nazilerin yaktığı kitaplar arasında Zweig'in kitapları da bulunur. Bu olaydan sonra ülkesini terkeder. Hemen hemen bütün öyküleri, intihar veya ölüm temalıdır. Zaten kendisi de ikinci eşiyle birlikte 1942 yılında Brezilya'da

Cengiz Aytmatov'u Tanımak

Sevgili okurlar, yazıma hoşgeldiniz. Bu yazımda Cengiz Aytmatov’un hayatı ve eserleri hakkında bilgi vermeyi amaçladım. Kendisini merak edenlere ve kitaplarını okuyacak olanlara yardımcı olması dileğiyle… Kırgız Türklerinden olan Cengiz Aytmatov’un hayatı zorluklarla geçmiştir. 12 Aralık 1928’de Kırgızistan’ın Şeker köyünde doğmuştur. Babası devlet adamı, annesi öğretmendir. Aytmatov’un gençliği 2. Dünya Savaşına denk gelmiştir ve bunun sıkıntılarını hayatı boyunca çekecektir. Yetişkinlerin savaşa gitmeleri sebebiyle, köylerinde kalan gençlere büyük iş düşer ve o gençlerden biri de Aytmatov’dur. 14 yaşında köyün sekreterliğine girer ve burada tarım alanında çalışır. Daha sonraları, okuma yazma bildiği için cephede ölüm haberlerini ailelerine iletme görevi ona verilir. Aytmatov’un babası 1937 yılında Türkleri desteklediği için tutuklanır ve bir daha haber alınmaz. Bir sene sonra babası ve beraberinde 137 kişiyi kurşuna dizerler. Sonrasında gizlice gömülürler. Aytmatov, babasının hain da

Siz daha Yüzüklerin Efendisi'ni okumadınız mı?

Herkese selamlar, yazıma hoş geldiniz. Fantastik kitapların babası olan ve kendi dilini yaratan J.R.R. Tolkien amcanın, filmini izlemeseniz de duymuş olduğunuz ‘Yüzüklerin Efendisi’ serisini hala okumayanlar ve bilmeyenler için hem yazarından hem kitaplarından bahsedeceğim. Fantastik kitap, oyun, film severleri buraya davet ediyorum. Tolkien amcadan başlayalım… 1892’de İngiltere’nin sömürgesi altında olan Afrika’da doğan J.R.R. Tolkien henüz yüksekokula geçmeden dil üzerine kendini çok geliştirmişti. Eski Gal ve Fin dilleri üzerine eğitim görürken, zamanla kendi ‘Elf dilini’ geliştirir. Düşünebiliyor musunuz kendi dilini yaratmış. 1. Dünya savaşı başladığının ertesi yılı Tolkien, Oxford Üniversitesinin ‘İngiliz Dili ve Edebiyatı’ bölümünü birincilikle bitirir ve orduya Teğmen olarak atanır. Savaşa gitmeden evlenmiş ve dört çocuk sahibi olur. Somme Savaşı’na katılan Tolkien daha sonraları hastalanır ve İngiltere’ye geri gönderilir. Savaşın ardından Oxford Üniversitesinde Profesör olar

Benim Gözümden Atsız

Hüseyin Nihal Atsız'ı kuşkusuz hepiniz duymuşsunuzdur. Onun bende yeri çok farklıdır. Bu vesileyle ilk blog yazım ''benim gözümden Atsız'' olsun istedim. Toplumumuzda yazarlara önyargılı olmak ve bilmediği hâlde yazara çamur atmak gibi bir ata sporumuz var. Bu önyargılar sayesinde Atsız'ı tanıyamayan kitap okurlarımıza, onu kendi gözümden anlatmaya çalışacağım. •Küçük bir tavsiyeyle birlikte açılışı yapalım. Kitap okurları olarak hepimiz   doğal olarak farklı farklı yazarları okuyoruz. Şüphesiz her yazar, yaşadıklarını ve çevresinden etkilendiklerini kitaplarına yansıtır. Dolayısıyla onun çektiği acıları, aşkını, mutluluğunu ya da üzüntüsünü kitaplarında bulabilirsiniz. Tavsiyeme gelirsek; Kitabını okuduğunuz yazarın kendisini de tanırsanız çok daha farklı bir bakış açısıyla kitabı okursunuz. Bunun bende ki en büyük örneği Atsız'dır. Atsız'ın kitapları beni her zaman çok etkilemiştir. Eğer onu tanımasaydım bu kadar etkilenmezdim. Şim