Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Fantastik Dünyanın Olmazsa Olmaz 10 Kitabı

Fantastik kitap severlerin zaten okuduğu, Fantastik okumaya yeni başlayanlar için vazgeçemeyeceği ve fantastik dünyanın baş yapıtlarını 10 kitap halinde sıraladım. Listeye geçmeden önce bir not eklemeliyim: Filmlerini izlemiş olduğunuz kitapların kendilerini okumadıysanız kesinlikle filmleriyle karıştırmamanızı, böyle başarılı yapıtların filmlere konu olacak kadar güzel hikayelerini bizzat okuyarak keyfine varmanızı tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar... 1-) Yüzüklerin Efendisi Serisi İlk sırada tabiki Yüzüklerin Efendisi olacaktı. Fantastik denildiğinde akıllara gelecek ilk kitap, ta kendisidir. Bu seriyi okumadıysanız gerçekten çok üzülürüm sizin adınıza. Bu seri hakkında detaylı bilgi almak için aşağıdaki yazıma göz atabilirsiniz. https://ciftirnak.blogspot.com/2020/05/siz-daha-yuzuklerin-efendisini-okumadnz.html?m=1 2-) The Witcher The Witcher'ı Netflix sayesinde hepimiz duymuşuzdur. Kendisini Netflix'e taşıyacak kadar başarılı olan bu yap...

koku (Öykü-Deneme)

Siz ayrılık nedir bilir misiniz? Bilmezsiniz tabi nereden bileceksiniz... Dinleyin, ben bir şeyler mırıldanayım size... Size eski bir hikâye anlatmayacağım çünkü üstünden yıllar geçmedi. Ben az önce ayrıldım sevdiğimden ve bir daha asla onunla bir arada olamayacağım. Hatamı mı soruyorsunuz? Aslında kötü bir insan değildim ben. Aksine kötü bir insan olsam bile ona karşı çok iyiydim. Nasıl iyi olmazdım ki. Onun yüzüne bakınca içinde kötülük falan kalmazdı insanın. Farklı bir güzelliği vardı onun. Hani çok dikkat çekmeyen güzelleri bilir misiniz? Heh işte öyleydi. Sanki yüzüne 2 saniye bakmasan güzelliğini anlayamayacakmışsın gibi. Deniz gibiydi onun yüzü ve derin bakmak lazımdı ona. Ne kadar derin bakarsan o kadar da boğulurdun o güzel denizde. O denizin bir de uzun, sırma gibi kıyıları vardı. Koyu renkti o kıyılar. Bir de topuz yaptığı zaman o kıyıları, sanki yüzüne ışık vururdu da farklı bir güzelliğe bürünürdü. Elleri vardı bir de. Güzel elleri... Ojeyi sevmezdim ama çok y...

Masa Dergisi Genel İnceleme

• Sevgili Masa, İlk okuduğum edebiyat dergisi sen olsaydın, belki o zaman sevebilirdim seni. Ama ne yazık ki farklı dergiler okudum. Zamanlama hatası... Çok kasma, Edebiyat Dergisi olacaksın diye de kesin şart koşmuyorlar. Aldırma, sıkma canını. Koy kapağına güzel bir sanatçı, Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi'yim de insanlara. Yayın hayatında sana başarılar diliyorum, Masa.  Bir daha karşıma çıkmaman dileğiyle. • Masa dergisinin 3-5 farklı sayısını okudum. Bu sayısı da muhtemelen son oldu. Dergide özgünlük adına hiçbir şey göremedim. Özellikle bu sayısı... Franz Kafka kapağını görünce sevindim fakat Fafka'yı, ondan bahseden bir denemeyle geçiştirmişler. Hayır, madem Kafka'yı anlatmayacaksın, neden kapağa koyarsın ki. Sonraki sayfaları çevirdim: öykü, öykü, öykü, öykü... Bir de güzel olsalar. 60 sayfalık bir sayı çıkartıyorsunuz, 50 sayfasına öykü koyuyorsunuz. Öykü okumak istesem öykü kitabı alırdım.  İlk sayılarında kesinlikle bir içerik problemi vardı. Kapağı...

OT Dergisi Genel İnceleme

Bu incelemeyi sadece bir sayısı adına yazmıyorum. Ot Dergisini bütün olarak ele alıyorum. Ot Dergisinin 5 farklı sayısını büyük bir hevesle aldım. Hepsini de güzelce sindire sindire okudum. Evet, güzel içerikler var. Sadece edebiyat değil. Gündem, siyaset, sanat, tarih... Aklıma gelmeyen daha bir çok temada yazılar var. Bunlar güzel şeyler. Her okuru tatmin edecek seviyede olmasada, daldan dala atlamak okuru sıkmıyor. Gelelim asıl konuya...  Şahsen ben siyasetten anlamam. Hiç bir mecrada da siyaset yapmam. Yapanı da sevmem. Fakat gündemi, olan biteni de takip etmiyor değilim.  Derginin 89. sayısını keyifle okurken Ruşen Çakır'ın "Osman Kavala" hakkında bir yazısına denk geldim. Ruşen Çakır bu yazısında; Osman Kavala'nın 1000 gündür içeride yattığını ve neden içeride olduğunu, suçunun ne olduğunu, halkın buna neden tepki göstermediğini anlatıyor. Ben bu konunun doğruluğuna yanlışlığına deyinmeyeceğim. Fakat, Çakır'ın burda yaptığı tamamen insanları mani...

Sofie'nin Dünyası Kitap İncelemesi

"İnsan beyni onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, o zaman da biz onu yine anlayamayacak kadar aptal olurduk." Yine bir inceleme yazmadan diğer muhteşem incelemelere göz gezdirdim. Dolayısıyla kitabın içeriğini, konusunu ve kahramanlarını bu incelemeden öğrenemezsiniz çünkü yazmadım. Bunun için diğer incelemelere göz atabilirsiniz. Bu inceleme daha çok kitaptaki fikirler ve verilen mesajlar üzerine. Yani, bu kitabı neden okumanız gerektiği üzerine...  Ben, okuyucunun bir bakış açısı sağlamasını ve kitabı bu şekilde okumasını istiyorum. Dolayısıyla bu kitabı okuyun veya okumayın, bu incelemeye denk gelen herkese minikte olsa bir katkı sağlayacağı bir yazı yazdım. Sonuna kadar okuyabilen sabırlı okurları yorumlara bekliyorum. BAŞLAMADAN KÜÇÜK BİR NOT: Felsefeye ilgi duymayanlar bu kitaptan sıkılabilir. Yani roman okumak niyetiyle alırsanız hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Fakat ilgi duyanların elinden düşüremeyeceğini garanti ederim. • • Kitabın kapağında "Felsefe ...

Üst İnsan (Öykü)

Sessizlik ve karanlık...  Göz bandının ardındaki gözleri karanlıktan başka bir şey göremiyordu. Elleri ve ayakları, yatağa bağlanmıştı. Nerede olduğunu ve buraya nasıl geldiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu fakat burnuna hiçte kötü kokular gelmiyordu, burası gayet temiz olmalıydı. En son hatırladığı şey ise; Güzel bir duş sonrası, televizyon karşısında uyuya kalmasıydı.  Nihayet uzaktan ayak sesleri duymaya başlamıştı ki, içeriye iki veya üç kişinin girdiğini anlamakta gecikmedi. Soğuk bir el, göz bandını açtığında bembeyaz bir oda içinde, karşısında iki insan olduğunu farkına vardı. İkisi de beyaz önlükler içinde, orta yaşlı, bakımlı insanlardı. Daha yaşlıca görüneni bir adım daha yaklaşarak, "Makmari'ye hoşgeldiniz, lütfen kendinizi rahat hissedin. Size yardım etmek için buradayız." Dedi. "Beni buraya neden ve nasıl getirdiniz? Benim burada ne işim var? Siz kimsiniz? Makmari de neyin nesi?" Adamın korktuğunu anlamak hiçte zor değildi ve hakl...

1 Yazar 3 Kitap (İskender Pala)

1958 Uşak doğumlu olan İskender Pala, Divan Edebiyatı araştırmacısıdır ve bu dalda profesör olmuştur. Bir dönem Deniz Kuvvetlerinde askerlik yapmış olan Pala T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu Başkanıdır. Ayrıca, ortaokul ve liseler için ders kitapları yazmıştır. Tanzimat Edebiyatına da yakından ilgi duyan ve Divan araştırmacılığı yapan İskender Pala'nın bu sebeple dili ağır bir yazar olarak hafızalara kazılmıştır. Fakat romanlarında gayet sade bir dil kullandığından emin olabilirsiniz. Tüm bunların yanı sıra Tarihe damga vuran Türklerin hayatlarını anlatan romanlar yazmıştır. Yazarın bu romanları uzun süre 'çok satanlar' listesinde kalmayı başarmıştır. Ayrıca Pala, tasavvuf ve aşk konusunda çok başarılı eserler çıkarmıştır. Belirtmek isterim ki Pala'nın anlattığı aşk, bizim yaşadığımız gördüğümüz aşklardan bambaşka boyuttadır. Bir dönem başbakan danışmanlığı da yapan İskender Pala; yazdığı eserleriyle, olduğu yerden çok yukarıda olması gerektiğin...