Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Çocuk Ruhum (Öykü-Deneme)

Ben, insanların büyüdükçe ruhununda büyüdüğünü sanırdım. Çocuk olmanın, çocukça düşünmenin bir dönem sonra biteceğini ve birden kabumuğuzu kırıp ciddi, olgun bir insan olacağımızı sanırdım. Yaşımız ilerledikçe karşımıza çıkan hayat koşullarının bizi çocukluğumuzdan sıyıracağını ve olgunlaşıp ciddi düşünceler peşinde olacağımızı sanırdım. Ama yanılmışım... Çocuk olduğumuz zamanlarda saçma saçma oyunlar oynayıp, çocukça hisler taşırdık ruhumuzda. Ben daha o yaşlarda, büyüklerimin hep ciddi işler peşinde olduğunu düşünerek başladım bu yanılgıya. Büyüklerimiz, bizler gibi oyun oynamazlar, eğlenmezler, gezmezler ve ev geçindirirler... Sonrasında kendime sorardım: Acaba büyüdüğümüz zaman bu ruh halimiz değişecek mi? Ama büyüdükçe farkettim ki ruhum hâlâ çocuk. 22 yaşındayım ve çocukluğum ile bugün arasındaki tek fark oyuncaklarla oynamamak. Yine çikolata bağımlısıyım, bilgisayar oyunları oynuyorum, gelecek kaygım yok. Kıyafet almak beni mutlu ediyor ve en önemlisi çocukça şeyler düşünebiliy...

Dünyada En Çok Okunan ilk 10 Kitap

Dünyada en çok okunan ilk 10 kitabın ne olduğunu biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız, hemen aşağı bakabilirsiniz... 1-Kur'an-ı Kerim Evet doğru okudunuz. Dünyanın en çok okunan kitabı, en büyük ve en kutsal kitap olan Kur'an-ı Kerim'dir. Zaten ilk sırada olması gerektiğini hepimiz biliyoruz. 2-İncil Kur'an-ı Kerim'den sonra okunan ikinci Kitap yine Hristiyanlığın kutsal kitabı olan İncil'dir. Mantık olarak kutsal kitapların en başta olması doğaldır. 3-Başkan Mao'dan Seçme Sözler Üçüncü sırada, Bir dönem Çin'in başkanlığını yapmış Mao'nun ölümünden 100 yıl sonra yayımlanan kitabı gelmektedir. Hatta Başkan Mao, en çok eser yazılan 100 kişi arasından 15. sıradadır. Başlıktan anlaşılacağı gibi, kitapta Mao'nun seçme sözleri vardır. Bu kitabın bu kadar çok okunmasının en büyük faktörü herhalde Çin'in nüfus fazlalığıdır.  4-Don Kişot İlkokullardan beri kulaklarımızın alışkın olduğu bir roman olan Don Kişot, dördüncü sırada gelmektedir.  5-Harry Potter ...

Muhteşem Gatsby Kitap İncelemesi

"Birisini eleştirmeye kalkıştığında, şu dünyada her insanın senin sahip bulunduğun ayrıcalıklara sahip olmadığını hiç aklından çıkarma." Kitap için yazılan incelemelerin geneli olumlu fakat beni çok etkileyen bir kitap olmadı. Çünkü hikaye çok sıradandı Aşkı için zengin olan ve onu geri almak için her şeyi yapan popüler bir erkek... Diğer tarafta kocasını sevmeyen bir kadın... Eskiden kalan yarım bir aşk hikayesi... Zengin, popüler insanlar... Tüm bu insanlardan daha alt sınıfta olan ve olayları anlamlandırmaya çalışan ve bizlere yorumlayan roman kahramanı... Romanın bu sıradan konusundan ziyade yazarın anlatımı beni kitabın içine hiç çekmedi. Kitapta bir kargaşalık, bir kopukluk var. Belkide bu yüzden ısınamadım kitaba. Orjinal ingilizcesinde belki de böyle değildir fakat yapacak bir şeyimiz yok, okuyabildiğimiz dil Türkçe... Aslında romandan ziyade beyaz perdeye uyarlanacak bir kitap olmuş ki uyarlanmışta. Hikayenin konusundan tutun karakterlere kadar kesinlikle...

Uçurumun Gözyaşları

Sen hiç bir uçurumun kenarında olan birini kurtardın mı umutsuzluklarından.... Bu tıpkı kanadı kırılmış bir kuşun  Yaralarını sarmaya benzer aslında. Aslı ve Cemre bulundukları durumdan kurtulabilecekler mi?  Yoksa onlara zarar veren kişiye esir mi olacaklar bile bile evet tıpkı öleceğini bilerek intihar etmek gibi bir şey bu belki de iliklerine kadar  Alışırsın seni zehirleyen birine Peki ya sen hiç çocukluğunun salıncağında yapayalnız bırakıldın mı ? Öylece tek başına  Bulunmayı bekleyen ve beklerken de umutlarından kırılan kanatlarım vardı benim  Kırılan umutlarım bir gün tekrar yeşerir mi bilmem ama   Bu hayat boğmacası beni  yaşadığımı zannettiğim yerden  Kırdı geçirdi...         -UÇURUMUN GÖZ YAŞLAR- Sen kurtarılmayı beklersin ama beklerken de kırılırsın hiç olmadığın yerden  Sevdiğin sandığın kişi katilin olur bir bakarsın. . . . Gizem Canver'in kaleminden çıkan bu güzel eseri okumanızı tavsiye ediy...

Deli Kurt Kitap İncelemesi

1958 yılında yayımlanan bu muhteşem kitap bize, Osmanlı döneminin Fetret devri'nde bir taht savaşıyla başlayan ve aşka doğru derinleşen bir hikâyeyi anlatır.  Bir sipahi askeri olan Çakır'ın öyküsüyle giriş yaptığımız bu kitap okuyucuyu daha ilk sayfalarından içine çekmeyi başarır. İlerleyen sayfalarda Deli Kurt ile tanıştıktan sonra hikayê bambaşka bir seyir alır. Deli Kurt'un askerî hayatı ve aşk hikâyesini konu alır. Buram buram Anadolu kokan bu romandan, aşk ve Türkçülük adına da güzel sonuçlar çıkarabilirsiniz. Kitabın konusundan klasik bir şekilde bahsettiğimize göre, asıl incelemeye, yani kendi çıkarımlarıma geçebiliriz... Aşktan başlayalım...Atsız'ın kitaplarında anlattığı aşk, bizim hiç bilmediğimiz veya çok uzak olduğumuz bir mevzu olduğu için beni her zaman çok etkilemiştir. Atsız, 'Aşk' kelimesine çok farklı simgesel boyutlar yükleyebilen ve bizi 'aşk' adı altında çok farklı yerlere götürebilen bir yazardır. Kısacası Atsız, aşk'ın simges...

Keyifle Okuyabileceğiniz 10 Roman Önerisi

Klasikleşmiş kitap önerilerinden farklı gitmeye çalışarak, biraz daha geri planda kalmış fakat okurken keyif alacağınız 10 roman önerisi yaptım. Herkese keyifli okumalar diliyorum... 1-Beyaz Gemi (Cengiz Aytmatov) Cengiz Aytmatov'un bütün romanlarını okuyan biri olarak beni en çok etkileyen romanı Beyaz Gemi'dir. Küçük bir çocuğun saflık penceresinden hayata bakışını ve zorlu hayatını anlatan muhteşem bir romandır. 2- Efsane (İskender Pala) Barbaros Hayreddin Paşa'nın hayatını konu alan klasikleşmiş İskender Pala romanıdır. Özgün olay örgüsünün yanında çok güzel bir aşk hikâyesi içermektedir. 3-Kafamda Bir Tuhaflık/Orhan Pamuk Kitabın kalın olması vesilesiyle bir çok okuru kendinden uzak tutan bu kitapta; hayattan bir çok kesit yakalayabileceğiniz, yeri geldiğinde gülebileceğiniz, yeri geldiğinde de hüzünleneceğiniz bir hayat hikayesi var. Bozacı olan bir adamın gençliğinden yaşlılığına kadar olan hayat maceralarını anlatıyor. Yer yer sık...

İlk Görmeyişte Aşk (Öykü)

  Sahil kenarında bir bankta otururken o görmüştü kızı. Upuzun saçlarının gölgesinde minicik bir yüzü vardı. Kalemle çizilmiş gibi kaşlarının altında kocamanda gözleri, geceye ışık verecek güçteydi. Oğlan, yanından geçerken gözlerini kızın üzerinden alamamış ve bir an göz göze gelmişlerdi. Bir daha göremem korkusuyla evine kadar takip etmeyi düşünmüştü oğlan. Nitekim öyle de yaptı. İzmit'in kalabalık caddesi olan Fethiye caddesine girdiklerinde kızı gözden kaçırır gibi olmuştu. Ama nihayet evini öğrenmişti. Ertesi gün, sabahtan akşama kadar evinin önünde dolanıp durmuştu ama kız çıkmamıştı. Neden çıkmamıştı, acaba kalabalıkta kızı karıştırmış olabilir miydi? Umudu kaybetmemek gerektiğini bekleyişinin üçüncü gününde anlamıştı: Evin iki girişi vardı, oğlanın beklediği yer arka tarafa açılan bahçe kapısıydı ve kız o gece babasından gizlice çıkıp girdiği için arka kapıyı kullanmıştı. Asıl kullandıkları evin ön tarafında bulunan kapıydı. İşte, salak olduğunu o zaman farketti...