Ana içeriğe atla

Düşündürücü 10 Roman Önerisi


Yazıma hoşgeldiniz. Klasik önerilerden farklı olmaya çalışarak; okurken üstünde kafa yoracağınız, üzerine düşünebileceğiniz, size katkı sağlayacak 10 kitap önerisi...

1-Dava/Franz Kafka

Kafka’nın en sevdiğim ve farklı bir teması olan bu kitapta; bir dava vardır ama aslında yoktur da… Aslında yaşam tarafından tutuklandığımızı fakat fark etmediğimizi iletmek isteyen, düşündürücü ve sorgulayıcı bir roman.

 

2-Zorba/Nikos Kazancakis

Özgün bir konusu olan bu kitapta; yine düşüneceğiniz ve kafa yoracağınız bir çok unsur bulabilirsiniz. Hatta okuduktan sonra, size yön bile verebilecek bir kitap. Cinsiyet üzerine çok eleştiri almıştır fakat okuyup kendi bakış açınızı yakalayabilirsiniz.

 

3-Yabancı/Albert Camus

1957 Nobel Edebiyat Ödüllü bu kitapta; başlıktan da anlaşılacağı gibi, topluma, hayata ve ölüme yabancılaşmayı anlatır. Okurken düşündüren kitaplar listesinin üst sıralarında olması gereken bir eser.

 

4-Yeraltından Notlar/Dostoyevski

İki ayrı bölümden oluşan bu kitabın ilk bölümünde Dostoyevski; kendi düşüncelerini, hayata ve insanlara bakışını samimi bir şekilde anlatır. Dostoyevski’nin çılgın fikirleriyle dolu ve gayet düşündürücü, mükemmel bir eser

 

5-1984/George Orwell

En etkilendiğim ve en sevdiğim kitaplar arasında ilk beşe girecek olan bu distopik kitap üzerine düşünülecek ve konuşulucak o kadar çok şey vardır ki… 1948 yılında yazılan bu kitapta; Gelecekte bizi bekleyen kötü bir gerçeğin olduğu varsayılmıştır. Yazıldığı tarihten bu yana, bir çok doğru tahminde bulunan bu kitabı kesinlikle okumalısınız.

 

6-Martı Jonathan Livingston/Richard Bach

Bu kitabı duymayanınız yoktur herhalde. Sisteme karşı gelen, azimli bir martının başarısını konu alan ve çok güzel mesajlar içeren çok tatlı bir kitap. Üzerinde düşünülmesi ve uygulanması gereken bir eser.

 

7-Fahrenheit 451/Rad Bradbury

En sevdiğim kitapların başlarında gelecek olan bu kitap bizlere kitapların olmadığı bir dünya sunmuş ve üzerinde düşünmek çok mümkün. Şahsen bu kitaptan yola çıkarak bir makale yazdım. Bradbury bu eswei sadece bir haftada yazmış ve bir sinema filmine uyarlanmıştır.

 

8-Böyle Buyurdu Zerdüşt/Friedrich Nietzsche

Bu kitabı tam olarak roman kategorisine koyamasakta yinede roman diyebileceğimiz şahane bir eserdir. Yazar, kendi kitabını "Yazılmış en derin eser ve insanlığa bir hediye." olarak tanımlamıştır. İçerisinde felsefik düşünceler bulundurur ve felsefenin olduğu yerde düşünmemek elde değildir. Felsefe deyince korkmayın, kesinlikle okuyun.


9-Ruh Adam/Hüseyin Nihal Atsız

Bu kitabı bu listede görmeye şaşırmış olabilirsiniz fakat kitapta; insanın duyguları, düşünceleri ve hissiyatları üzerine çok güzel tasvirler bulunmakta.  Ayrıca içerisinde bulunan psikolojik tahliller muhteşemdir. Şahsen, okurken üzerine çok kafa yorduğum ve çok etkilendiğim bir eser.


10-Karamazov Kardeşler/Dostoyevski

Bu uzun romanda; hayat, yaşam, özgürlük, ölüm, insanlık gibi bir çok alanda düşünüp, sorgulayabilirsiniz. İlber Ortaylı’nın, “Bu kitabı okumayan, roman okudum demesin.”diye bir sözü vardır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KAFKAOKUR DERGİSİ GENEL İNCELEME

  Bu incelemeyi Kafkaokur'un farklı, yaklaşık 10 dergisini okuduktan sonra yazıyorum. Dolayısıyla yazdıklarım derginin sadece bu sayısı adına değil, dergi hakkında genel bir incelemedir. 2021 yılında çokça edebiyat dergisi okuma hedefimin başlangıç dergisidir Kafkaokur. Kapaklarındaki sanatçıları anlatan yazıları gerçekten özenle hazırlanmış. Hakkını yiyemem. Kimi sayısını severek okudum, kimi sayısında vakit öldürdüm. Derginin editörü bir blog yazarı ve Kafka hayranıymış. Yayın hayatına büyük bir hevesle başladıkları belli. İlk sayılarıyla güzelde bir çıkış yakaladıktan sonra belli bir kitleye hitap etmeyi başarmışlar. Şimdi de pazarlama teknikleriyle dergiyi ayakta tuttuklarını düşünüyorum: Kapaktan sanatçıyı sakın kaldırma! Bundan birazdan bahsedeceğim. Derginin ilk sayıları -kim ne derse desin- gerçekten tatmin edici. Fakat sayılar ilerledikçe iş farklı bir boyuta ulaşmış: Derginin editörleri hayâllerini gerçekleştirdikten sonra iş ticarete mi döndü, monotonluğa mı sardı yoksa ...

Ayaz (1000kitap Öyküleri)

Yokuşun aşağısında genç bir kadın göründü. Burnu ve yanakları kızarmış, saçları dağılmış, nefes nefese kalmıştı. Sanki yokuşu tırmanmıyordu da Ankara'nın keskin ayazını bedeni ile yarıp ilerliyordu. İçinde kalbinin tam ortasında kaynayarak dalga dalga tüm vücuduna yayılan bir korkuyla, nemli ve iri kara gözleri arkasında kalan dar, karanlık sokağı tarıyordu. Bir eli montunun cebindeki biber gazını sımsıkı kavramıştı. Sokağın karanlık noktalarında bir görünüp bir kaybolan ve duraktan beri onu takip ettiğini düşündüğü adam şimdi görünmüyordu. Yokuşun ortalarına doğru Ankara ayazı artık ciğerlerine öyle bir doluyordu ki bu keskin soğuk ve korkudan dolayı midesi bulanıyordu. Bacakları yorgunluktan birbirine dolanırken bir anda bir el ağzını sertçe kapattı. Yüreği kuş gibi çırpındı. Yay gibi gerilen bedeni kaçmak için debelendi. Can havli ile bağırdı ama ağzını kapatan el öyle sıkıydı ki kulaklarının acıdığını hissetti. İnternette okuduğu haber geldi aklına. Haberde tecavüze uğrayan bir...

Ruh Adam Kitap İncelemesi

Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer! Mutlak seveceksin beni, bundan kaçamazsın. İlk basımı 1972’de çıkan Atsız’ın ‘Ruh Adam’ eseri, yerli edebiyatımızın kuşkusuz en mükemmel romanlarının başında gelir. Atsız’ın en son romanı olmakla birlikte, üzerinde en çok düşünülmesi gereken kitabıdır ki Atsız’ın bu kitapta yaptığı psikolojik tahliller öylesine derin, öylesine harikadır ki; sırf bunun için bile okunup, incelenmeye değerdir. Ayrıca kitapta yapılan tasvirler, olay örgüsü mükemmel diyebiliriz. Atsız’ın hikayeyi anlatım şekli ve olaylara bakış açısı adeta bizleri kitabın içine çeker. Bu anlattıklarıma, hikayenin güzelliği ve verdiği mesajı da ekleyince nolur? Tabiki de her açıdan dolu ve okuyucuyu doyurabilecek, etkileyici bir başyapıt çıkar ortaya. Atsız bu kitabında kendi ruh halini anlatmıştır desek doğru söylemiş oluruz. Öyle ki; kendi fikirlerini, görüşlerini bir de Selim Pusat’a aktarınca, ortaya çok ilginç bir karakter çıkmış olur. Ah Selim Pusat ah… Romanın baş kahramanı...